42- Yılkı
O sabah yine her sabahki gibi yorgun uyandı, bu gece de yine sık sık uykudan uyanmakla ve sonrasında da yine uyumaya çalışmakla tamama ermişti. Bu sene kış zorlu geçmiş, ama o hiç olmazsa gıdasından uzak kalmamış, pencereden gelen ölgün ışığı yattığı yerden izlemek dışında pek bir şey yapmamakla beraber, odacığında pek de soğuğu açlığı hissetmeden yaşamaya devam ettiği için halinden hoşnut, buna da şükür diye diye baharı getirmişti işte. Yattığı yerin kapısına doğru yaklaşmakta olan sesleri duydu sonra ve ayak seslerini ilgi ile dinledi, yürüyüşünden gelenin Baba olduğunu çıkardı ve onu ayakta karşılama maksadıyla yattığı yerden doğrulmaya çalıştı, ama heyhat! sürekli yatmaktan ve hareketsizlikten olsa gerek ayakları ona hiç de yardımcı olamadılar, bir iki sonuçsuz çırpınış daha yaparken kapı açıldı ve dışarıdan taze bahar kokularıyla beraber Baba içeri girdi. Bu sabah sanki biraz farklıydı Babanın duruşu, çok sevdiği bu adam şimdi biraz tedirgin biraz da düşünceli görünüyo