Hatıralar
Son zamanlarda en çok Osmanlının yıkılıp Cumhuriyetin kurulduğu yıllarla ilgili yayınlara merak sardım..arasıra değişiklik olsun diye yine o devirde yaşayıp olaylarda bir şekilde rol almış kişilerin hatıratı, biyografileri ya da o devirde yazılmış romanları okuyorum.. Şaşırarak görüyorum ki Osmanlının çöküş devrinde, özellikle koyu bir baskının hüküm sürdüğü konusunda neredeyse fikir birliği içinde olunan Abdülhamit devrinde bile fikir akımlarının çok canlı olduğu, müzik edebiyat hatta opera sayılabilecek eserlerin hiç olmazsa İstanbul İzmir ve Selanikte sergilendiği, insanların sürgün veya hapis gibi tehditlere rağmen zor şartlar, maddi imkansızlıklar altında dahi o zamanki fikir ortamını canlı tuttuğu, dünyayı takip etmeye çalıştığı, hafiyeler tarafından takip edilip jurnalleneceğini bildiği halde o devirde tek haberleşme yolu olan posta ile veya elden taşıma ile avrupadan basılı eser alıp haber gönderebildiği bir ortam varmış..ve özellikle entelektüel kesim ki çoğunluğu saray