Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Din/Tarikat

        Bir süredir en çok karşılaştığımız ve neredeyse onlarsız günümüz geçmeyen kavramlar üzerinde düşünmeye çalışıyorum.. Din de bunların önde gelenlerinden biri...    Din konusu belki de insanın ilk düşündüğü konulardan biri.. öyle ya canlılar içinde sadece biz insanlar dünya dediğimiz bu ortama neden geldiğimizi (gönderildiğimizi?) zaman zaman düşünüyoruz.. başka canlılar bunu düşünür mü bilmiyoruz henüz.. bir gün canlıların düşüncelerini okumayı başarırsak (bence çok korkunç bir şey olur ama) onu da öğreneceğiz.. ama şimdilik bunu es geçelim ve o büyük özgüvenimiz ve bencilliğimizle sadece düşünen yaratıkların biz insanlar olduğunu kabul edelim.. işimiz gücümüz olmadığı zamanlar, yapacak başka şey de bulamayınca böyle şeyler düşünüyoruz işte, nereden geldik, nereye gidiyoruz gibilerinden.. antik çağlardan beri hatta belki de çok çok öncelerinden insanlar bunları düşünmüş, hatta bazıları dünyayı ve her şeyi anlamak için önce kendimizi anlayalım bile demişler.. bu anlama çabası hâl

Kandilkaya-2

     Çıt, Çıt, Çıt... çıtır çıtır çıtır çıtır.....    Ortalık zifiri karanlık ve aniden bir makine çıtırtısı duymaya başlıyor.. oysa biraz öncesine kadar karanlık ve sessizlikten başka hiç bir şey yoktu.. bu sürenin de ne kadar sürdüğünü bile bilmiyordu.. bir koltukta oturduğunu hayal etti.. belki de yatar durumda tavana bakar haldeydi kim bilir.. neredeydi acaba.. hani gecenin bir yarısında birden karanlık bir yerde gözünüzü açarsınız ve bir an için nerede, nasıl bir durumda olduğunuzun ayırdında olamazsınız ya.. o anda zaman ve mekan bilinci kaybolmuştur adeta.. sadece kendisinin farkında ama onun dışında hiç bir şey hakkında bir fikri yoktur insanın.. sonra yavaş yavaş içinde bulunduğun yer hakkında, ondan sonra da dünyada bulunduğun yer hakkında bir fikir edinmeye veya tahminde bulunmaya başlarsın.. işte o da tam  böyle bir haldeyken yukarıdakine benzer sesler duymaya başladı.. ses sanki bir dişlinin belli bir ritimle dönerken bir başka dişliyi hareket ettirmesi sonucu çıkan sesler

Ahşap Konak-17

   Cumhuriyetin ilk on yılındaki zamandayız yine.. Genç Cumhuriyet yeni kurulmuş, herkes büyük bir gururla başarısının manevi tadını çıkarmakta ve Atasının yol göstericiliğinde yeni yeni yürümeye çalışan küçük bir çocuk gibi yeni hayatta ilk adımlarını atmaya çalışmaktadır.. ortada ya da elde avuçta fakirlik ve ilkellik dışında ekonomik değeri olan hemen hemen hiç bir şey yoktur, üstüne Osmanlıdan kalan borçlar da ödenmeyi beklemektedir.. Lozan antlaşması çalışmaları daha doğrusu münakaşaları sırasında İngiliz baş murahhasın dediği gibi (''Siz burada; savaşı kazanmış, bağımsızlığınızı almış bir ülke olarak konferansta olabilirsiniz ama kısa zamanda ekonomik olarak çökecek ve bize el avuç açacaksınız, o zaman verdiklerimizi sizden yavaş yavaş geri alacağız''.. evet, hemen hemen aynen bunu demiştir müzakereci İnönüye.. o da, ''o zaman geldiğinde görüşürüz'' demiştir kısaca..) hesabı ödeme zamanları gelmiştir.. tüm 'medeni' devletler ilgi ve iştahla