Kayıtlar

Mart, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tarih..

       Coğrafya kaderdir diye bir söz son zamanlarda epeyi revaçta.. be de benzer bir söz olarak; Başımıza gelenler de tarih yüzünden! desem ne dersiniz acaba?.. Dünyanın dört bir yanında genellikle az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde ideolojik veya dini sebeplerle -aslında bence hepsinin nedeni ekonomik sebeplerle- insanların sürekli bir çatışma ve hır gür içinde olmalarına neredeyse alıştık ve kanıksadık bu durumu dersem çoğu kişi sanırım yine  evet diyecektir.. ama, gel gelelim, Avrupa'nın neredeyse göbeğinde otuz sene önce küçük bir modeli olduğunda bile şaşırdığımız, ama müslüman hristiyan çatışması veya Slav asıllılar ve diğerleri arasında itişme diye küçümsediğimiz, sonunda da NATO daha doğrusu ABD'nin müdahalesi sonucunda geride  büyük acılar bırakarak sonlanan(?) savaşın bu defa daha büyük hacimde ve iki tarafın da Rus, üstelik Hristiyan, üstelik de bir zamanlar beraberce omuz omuza faşizme ve Nazizme karşı savaşan iki kardeş(!) halk arasında neredeyse 3.Dünya s

(Zorunlu) Tatil biterken

       Salgının bitmeye yüz tuttuğu (en azından müzmin bir iyimser olarak bana öyle geliyor, diğer bazıları gibi) şu günlerde, eskiden okul tatillerimizden dönüşte öğretmenlerimizin biraz da ortamı ısıtmak adına yaptığı sohbetlerin konusu olan; tatilde ne yaptınız? sorusuna bir cevap gibi bir yazı yazmayı düşündüm.. bu uzun ve zorunlu tatil, tabi ki okul tatili veya çalışanların iple çektiği cinsten bir tatil değildi, ayrıca da klasik tatillere de benzemiyordu.. hem hayata ve çalışmaya devam etmek, eğitim, geleceğin kurulması, ilerde yapılması planlanan şeylerin hazırlıkları gibi hepimizi meşgul eden hayati meseleler devam ediyordu, ama bunları yapmamızı zorlaştıran, yavaşlatan salgın tedbirleri yüzünden de adeta zorunlu bir tatil içine girmiş gibiydik.. hoş henüz o zorunluluklar tam bitmedi, ama ben artık tünelin ucunu gördüğümüzü düşünüyorum.. en azından aşılar çıkıp uygulandığından beri bu ışığı görmüştük, ama virüs de boş durmadı tabi, sürekli kılık değiştirerek bizi taciz etmeye,

Ayışığı sonatı

                 Doğdu ay, karanlık bulutların arasından tüm uyuyan dünyanın üzerine                Dünya huzursuz bir uyku tutturmaya çalışıyordu, üstündekiler yüzünden                Yine boş durmamıştı insanoğlu denen şu yaratığın sözde liderleri                Gel de huzur içinde uyu şimdi, üstelik ayışığı düşerken üzerine                Parlıyordu ayışığı karanlık ve kendinden utanmış metal yığınlarının üzerinde                Çamur içinde yarısı görünen siyah bir kadın ayakkabısı eşini arıyordu                Son bombardımandan önce acaba öteki eşi ve sahibi bir yere girebilmiş miydi                Keşke son otobüse yetişseydik, ben burada kaldım çamura saplanıp                Kucağında da üç yaşındaki kızı vardı, onun da çizmeleri düşmüş müdür                Yetişmiş midirler acaba sirenler çalarken bir sığınağa, meraktayım                Ben şimdi ayışığını seyrediyorum, ne güzel doğdu üzerimize                Bütün etrafımda arkadaşlarını arayan cansız ve sahipsizlerle birlikt