Kayıtlar

Temmuz, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

15- Akşam

     Akşam karanlığının iyiden iyiye çöktüğünü anladıklarında radyodaki şarkı henüz bitmişti. Kulüp, lokanta havasından meyhane ve kumarhane havasına yeni yeni giriyordu. Yeşil ve mor çuhalı masalara oyuncular ve seyirci müdavimler birikmeye başlamıştı, acar muhabirimiz her zamanki gazetecilik merakıyla etrafını gözlerken kumarcıların olduğu masalardan kendi masalarına, daha doğrusu Doktor Musa beye bakışların çoğaldığını hissetti, sanki as kumarcılar ve seyirciler adeta Afrika Savanalarında  objektiflerini tripodlarını kurmuş ve kendilerini de kamufle etmiş profesyonel vahşi hayat fotoğrafçıları gibi birazdan başlaması beklenen av ve avcı arasındaki hayat mücadelesini izlemek ve hafızalarına nakşetmek, hatta biraz da o olayı yaşamak arzusuyla sahnede yerlerini almış gibiydiler. Galiba masada eksik olan baş aktör, cebi parayla dolu olduğu farz edilen Doktordu. Oysa Doktor bu akşam tanımadıkları misafirlerle derin bir sohbete dalmış gibi gözüküyordu. Bu durumda izleyicilere düşen, aynı

14- Doktorum...

       Kulüp müdavimleri yavaş yavaş kulübe gelip, sürekli aynı yer ve konumda otura otura alıştıkları masalarına doğru yönelirken yanından geçtikleri Doktor Musa beye ve bu akşam masasında gördükleri ama hiç de aşina olmadıkları diğer iki kişiye selam veriyorlar, doktorumuz da onların her birine adıyla hitap edip selamlarını alıyor, kısa cümlelerle hal ve hatırlarını soruyordu. Bu sırada Musa bey aniden durgunlaştı, gözlerinden bir hüzün bulutu geçer gibi oldu sanki, ve ağır ağır şöyle dedi;                İhtiyârımla acep ben hiç olur muydum Tabip!                Ger bileydim Âlemin bunca devâsız derdini...      Masadaki üç kişiyi de o anda derin bir düşünce almıştı. Herkes şimdi kendi iç dünyasına dalmıştı sanki. Gencimiz bu beyitteki mânâyı anlamaya çalışırken, onun bu çabasını hisseden Musa bey, ona bakarak ağır ağır konuştu;      -Fahrettin bey evladım, senin de çocukluğundan beri bildiğin gibi ben bu şehrin neredeyse asırlık çınarlarıyla yaşıt bir simgesi oldum sanki. Baban, ben

13-Şehir Kulübü

       Şehir kulübü... Böyle küçük/orta boy Anadolu şehirlerinde üst düzey resmi görevlilerin, eşraftan ileri gelenlerin, maddi ve itibar yönünden zengin (tabi ki hepsi erkek) kişilerin, o şehir standartlarına göre kalburüstü ve belli bir yaş ve olgunluğa gelmiş, konuşmayı, sohbeti, iyi yemeyi ve özellikle içmeyi (tabi ki milli içkimiz rakı) bilen kişilerin üye olduğu, kısacası şehirde devlet ile milletin (tabi ki sözü geçen kısmının) bir araya gelip sosyalleştiği ve bu arada da ister istemez bazı müşküllerin halledildiği, çözülmesi gereken meselelerin tartışılıp gereğinin organize edildiği, devlet dairelerinde uluorta konuşulup söylenemeyecek şeylerin 'usuletle ve suhuletle' ilgili kişiler arasında sohbet ortamında oluruna bağlandığı, halk arasında 'Gazino' veya 'Mahfel' gibi adlandırılan sosyalleşme alanlarından biraz daha yukarıda, sadece üye olanların veya onların yâr-i vefâkâr arkadaşlarının referansıyla kabul edildiği, yemek yenilen, birlikte genellikle iç

12- Yine felsefe

       Genç muhabirimiz biraz önce Cevdet beyden dinlediklerinin etkisinin altında, hiç aklında yokken geldiği memleketinde geçirdiği son bir kaç günü değerlendirmeye başladı o anda.. acaba bütün bunlar bir tesadüf mü idi, yoksa bir hedefe doğru mu yönlendiriyordu olaylar ve gelişmeler onu.. hayret bir şey! diye içinden geçirdi.. bu küçük ve unutulmaya yüz tutmuş bir Anadolu köşesinde, tamamen tesadüflerle karşılaştığı, daha yeni kaybetmiş olduğu babasının kadim dostu ona, Darwinden, hatta Marx dan bahsediyordu.. ama kuru bir filozof ağzı ile değil, halk irfanı sahibi bir memleket insanının duygu ve düşünce dünyasından ve kendince... bu gösterişsiz giyimli, yavaş yavaş ve alçak sesle konuşan, her halinden alçakgönüllü bir derviş tavrı belli olan zat, patronu Sacit Sami beye hiç benzemiyordu.. o anda Sacit Sami beyi hatırladı birden.. Stalin tarzı kesilmiş, gür ama sigaradan dolayı biraz sararmış beyaz bıyıkları ile, girdiği ortamda hemen dikkatleri üzerinde toplayan gür sesi ve otorite