Kayıtlar

Ağustos, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

7- Gazetede

       Birkaç durak sonra indiğim iyi olmuş, yoksa bu ruh hali ile gazete idarehanesine girmek benim için imkansızdı diye düşündü yazıhanenin bulunduğu apartmanın girişine yönelirken.. kapının zilini çalmasıyla birlikte neredeyse içeriden otomatik olarak kapının kilidinin açılması aynı anda oldu.. patron adeta telaş içinde, yüzü heyecan ve öfkeden kızarmış bir halde masasına kurulmuş sorgulayan gözlerle bakıyordu ona.. ve sanki -konuş bakalım ne diyeceksin!.. der gibiydi.. patron çabuk sinirlenen  ve bir o kadar da yelkenleri kolayca suya indiren bir adamdı.. galiba yaşadığı o çalkantılı yıllar ona bu ruh halini kazandırmıştı.. Sacit Sami Coşar bey;  - o kavga yıllarında sağcı gazete yazarı ve muhabiri düşmanları ona bu isminin baş harflerinden buldukları SSCB adını takmışlardı, ve bu büyük buluşları(!) ile çok mutlu olur ve gurur duyarak yazılarında özellikle belirtir, onun böylece Sovyetlerin ajanı olduğunu anlattıklarından dolayı da büyük keyif alırlardı- şimdi artık o kavga yılları

6- Mezarlık

       Acar muhabir/düşünür kahramanımız tam hülyalara dalmıştı ki bu kez de telefonunun zil sesi ile kendisine geldi.. Şöhret ve ikbale aç bir milletin çocukları şöyle gönüllerince bir hayal bile kuramayacaklar mıydı bu memlekette yahu!.. istemeyerek de olsa telefonuna baktı.. arayan tabi ki saray değil patronuydu.. saate baktı ohooo.. neredeyse akşam olacaktı.. patron sinirli ve biraz da babacan bir sesle; - nerelerdesin be oğlum?, gazete neredeyse baskıya verilecek ortada benim başyazımdan başka bir şey yok.. biraz bilgisayar bilsem bir şeyler dolduracağım ama onu da yapamadım, hemen gel de matbaaya rezil olmayalım! diye yarı emir yarı rica arası bir şeyler söyledi.. cevaben; -Patron, dün gece çok geç yattım, ama sebebi var, çok önemli bir haber ve bundan çıkarılacak konu ile memleketi hatta dünyayı sarsacak büyük bir yazı dizisinin planı içindeyim.. merak etme hemen yola çıkıyorum.. her şey hallolur panik yok! dedi.. patronun merakını artırmak için de şimdilik fazla bir şey çıtlatm

5-Aydınlanma

                           ''Filozofların aydınlatmadığı toplumu, şarlatanlar aldatır''                                       Marquis de Condorcet (1743-1794.. Fransız filozof,matematikçi ve bilim tarihçisi)       Geldik çok hassas bir konuya diye iç geçirdi acar muhabirimiz.. hassas olduğu kadar tehlikeli, bir o kadar anlaşılamamış, daha doğrusu anlatılamamış olan şu aydınlanma meselesi... aydınlanan kim, aydınlan(a)mayan kim, kim kimi aydınlatacak?.. niçin ve nasıl aydınlatacak?.. bir de bunlar yetmiyormuş gibi aydınlanma çağı diye bir şey var.. bu çağa ulaşamayan veya ulaşmamakta direnenlerin her türlü belayı baştan hak ettikleri -ve iyi de olduğu- gibi bir görüş de dolaşır ''aydın''larımız arasında.. tabi bunu bu kadar açık söylemezler de neredeyse 300 sene kadar önce kibarca söylemiş Fransız düşünürden medet umarlar.. aslında halkımız bunu çok güzel özetlemiş yüzyıllar içinde; ''kızı gönlüne bırakırsan, ya davulcuya, ya da zurnacıya varır