31- Yeniden Aşiyan
Bu zamana kadar Jale ile pek de yakın olmamıştı -zaten kaç gündür tanıyordu ki?- , ama şimdi, o sabahki acılı maceradan sonra iki savaş malûlü genç, Osman ağabeyin arabasının arka koltuğunda olay mahallini terk ederken sanki uzun zamandır beraber olmuş, acı tatlı anları yaşamış, bir şekilde kader ortaklığı etmiş iki yoldaş gibiydiler. Fahrettin, şoför Osman beye isteğini açıklayıp sonra da Jale'ye dönerek onun da fikrini almak istemişti gayrı ihtiyari, ama ancak o anda o soruyu, kendisini ona daha yakın, nasıl desek; bir iş ortağı veya meslekdaş gibi değil de, daha candan bir dost, yoldaş, ülkü ve silah arkadaşı gibi bir duyguyla sorduğunu hissetti. Jale de, o ana kadarki çökmüş ve küçük bir çocuk gibi ağlamakta olan ruh halinden sıyrılmış, gözleri hâlâ kızarık, kirpikleri henüz nemli olsa da, artık daha bir olgunlaşmış ve kararlı bir sessizlik içine girmiş gibiydi, ve Fahretinin kendisine dönmüş olan ve soran bakışlarına; -Tabi, neden olmasın?, hatta çok iyi ...