33- Çelişki
Zahmetli ve kasvetli geçen günün sonunda, üç adam, her biri kendi dünyasına dalmış vaziyette, hatta onları taşıyan emektar taksi bile yolları ezberlemiş bir mekkâre edâsıyla kendisini yokuş aşağı Kumkapı'ya doğru salmış halde, aslında her biri günün muhasebesi ile olayların ardındaki ''hakikat''in peşinde, pirinçten imal edilmiş bir rakkas gibi bir o tarafa bir bu tarafa gidip gelerek, kendi zaman-mekân yolculuklarında kendi usûl ve hızlarınca ilerliyorlardı. Sanki o anda her birine feylesofvari bir suskunluk gelmiş, gözleri taksinin dışındaki kalabalığı ve geçip giden manzarayı farkında bile olmadan izlerken, zihinleri kendi bildiğince olan bitene bir mânâ vermeye çalışıyordu. Osman bey, elleri direksiyonda, ayakları ikide bir sıkışan trafik nedeniyle fren, debriyaj ve gaz arasında mekik dokur, gözleri bir dışarıyı, bir dikiz aynasını, arada bir de arabanın içindeki iki ''dostunu'' kolaçan ederken, acaba günün sonunda nasıl bir rapor hazırlas...