45- Sen hiç aşık oldun mu
Bu ucuz ve gösterişsiz halk meyhanesinde, akşam karanlığı loş salonu daha da mahzunlaştırmışken söze nasıl başlayacağını düşünüyordu gencimiz, ve bu sıkıntılı durumdan da o geçen günlerdeki okulda karşı karşıya kaldıkları karışık ve tehlikeli ortamdan kendisini nasıl kolaylıkla çekip çıkardıysa aynı şekilde şimdi de yine onu rahatlatacak bir duruma çıkarmasını bekliyordu sanki Osman ağabeyden. Oysa yılların kurt istihbaratçısı bu adam sanki hiç bir şey bilmeyen ve öğrenmek için merak da sarf etmeyen tembel bir gedikli orta okul öğrencisi gibi bakmaktaydı ona, ve sanki beni davet eden sensin, belli ki dolusun ve içini dökmek istiyorsun, o halde buyur işte meydan senin, beni yormadan dökül bakalım! der gibi boş ve anlamsız gözlerle onu süzüyor, bu arada da rakısından küçük bir yudum bile alıyordu. Bir süre bocalayıp, çırpındıktan sonra kendisine bir can simidi bile atılmayacağını idrak eden suya düşmüş adam pozisyonundaki gencimiz düştü...