Kayıtlar

Temmuz, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

59- Anneyle Hasbihal

     Misafirler gitmiş, masa ve ortalık alelacele toparlanmış, ana oğula o anda yarınki mukadder ayrılığın akla gelmesinin verdiği sıkıntı ve hüzün çökmüş, hatta bu his odaya da yavaş yavaş yayılmıştı, ana oğul dışarıya bakan geniş pencerenin önüne - ne zaman oraya konduğu bilinmeyen üzeri kilim veya küçük halılarla kaplı, arkası otla doldurulmuş yastıklarla güçlendirilmiş bu tahta yükseltiye o yörede makat derlerdi- yerleştirilmiş sedirin üzerine oturup, arkadaki sert yastığa omuzlarını yaslayıp birbirlerine bakmaya başlamışlardı, ilk sözü kim başlatacaktı belli değildi o anda, ama gencimiz annesine tatlı tatlı bakarak sohbeti başlattı sonunda;      - Anneciğim, dedi, inşallah seni ve ablamı üzmemişimdir bu akşam masadaki konuşmalarım dolayısıyla, elimden geldiğince kendimi tutmaya, eniştemle muhatap olmamaya çalışıyorum, ama o da bir şekilde damarıma basıyor sonunda ben de dayanamıyorum, benim Ali Haydar öğretmenimi ve eşini ne kadar sevdiğimi, saygı duyd...

58- Yollarda

       ''Ne kadar değişmiş Ali Haydar öğretmen'' diye düşünüyordu gölgelerin uzadığı, akşam serinliğinin çıktığı bu bağ yolunda evine doğru yürürken genç delikanlımız; ''Biz onu çok sert, soğukkanlı, kararlı ve her şeyi bilen, hiç yanılmayan, neredeyse yarı tanrı gibi görürken, şimdi artık O, dünyaya -o bir türlü bitmeyen- borcunu ödemiş, ununu eleyip eleği de duvara asmış, etrafında canlı olarak karısı ve köpeği, bir de bahçesindeki bitkilerden başka yakını kalmamış, adeta geçmişinin - yine hiç bitmeyen- muhasebesiyle meşgul, kimseden bir şey beklemeyen, bu sebeple de herkesle barışık, sevimli bir ihtiyar oluvermiş, Zehra öğretmen pek değişmemiş ama, her zaman anaç, her zaman verici, her zaman anlayışlı ve sevecen bir teyze. Allah muhabbetlerini arttırsın, bir yastıkta kocasınlar son zamanlarına kadar'', diye dua etmeyi de ihmal etmeyerek.      Son konuşmalardan sonra, öğretmenine adeta verecek bir cevap veya soracak başka bir soru kalmamış, sözün bit...