Kayıtlar

Eylül, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

62- Yalnızız

       Yazıhanede kimse kalmamış, Teoman beyin dolaylı daveti geri çevirmesi üzerine hevesi yarım kalmış patron, gencimizin memleketten getirdiği leblebi eşliğinde rakısını yudumlamaya başlamak üzereyken rakı adabının gereği olarak karşıda biraz muhabbet birazcık da dert ortaklığı edecek birinin olması kuralını hatırlayan gencimiz de içerideki mini buzdolabında epeyidir beklemekte olan bir bira kutusunu eline almış olarak patronunun karşısına geçmeye hazırlanıyordu ki, patronun uyarısı sessizliği bozdu;      - İşte şimdi olmadı Fahrettin! dedi patron babacan bir tavırla, ve devam etti, rakı masasında biranın ne işi var kuzum? bira içmek hamallıktır yahu! (patron emekçiden yana olduğunu unutmuştu galiba) sen de al bir bardak da az da olsa rakı doldur bakalım. Erkek adama rakı içmek yakışır, hem de bir besin maddesidir bu meret bizler için, hele yanında taze leblebi de varsa başka bir şey de istemez ha! getir bakalım içeriden bir bardak, gerçi soğuk su y...

61- Ben dönmezem

       İki eski dost, ''Eski dost düşman olmaz!'' sözünü ispatlarcasına hararetli sohbetlerine bir süre daha devam ettiler. Sanki yıllar süren bir soğukluğu yeniden ısıtma çabası yanında; birbirlerine duydukları sevgi ve hasretin, pişmanlıkların ve eski mutlu alışkanlıkların tekrardan hatırlanmasının ikisine de verdiği  heyecan ve mutluluğun devem etmesi, hatta olabildiğince uzatılması isteği vardı sanki bu karşılıklı sürüp giden ve bir türlü bitirilemeyen dostane sohbetin ruhunda.      Bir süre sonra Teoman bey , yine o eski muziplik zamanlarını hatırlamış gibi, Sacit Sami beye gülümseyerek bir olta attı;      - Sacit, dedi (artık dostluk eski kıvamını bulmuştu sanki, senli benli oluvermişlerdi tekrar) bak, ben biraz önce kısaca hayatımın safhalarını özetledim ve nerelerden başlayıp nerelere geldiğimi açık yüreklilikle anlattım, demek ki insan da, Heraklit'in dediği gibi bir su misali, aynı köprünün altından bir daha geçmiyor, ya d...