Masumiyet-7

   Karısı da, ilerici öğretmen meslekdaşları kadar olmasa da bu konuda katıydı..o da başörtüsüne karşı olmakla beraber, hiç olmazsa okula girerken başındaki örtüyü çıkararak girmesinin doğru olduğunu söylüyor ve bu meselenin basit bir mesele olmadığını, arkasında Atatürk ilke ve inkılaplarını yıkmak isteyen bir gücün olduğunu söylüyordu..onun matematikçi ve biraz saf aklı ise bunu almıyordu hala..bu bez parçası da bu kadar önemli mi yahu diyordu..artık temel bir savaş konusu haline gelen bu mesele bu andan sonra kimse tarafından usuletle ve suhuletle ele alınamayacak hale gelmişti..
   Bazı muhafazakar gazeteler ve televizyonlarda bu konu bir zulüm olarak anlatılıyor, buna karşılık ilerici ortamlarda ise, bu başörtülülerin birer militan oldukları ve bu işe kendilerini adadıkları söyleniyordu..yine medyadan ve çevrelerinden duyduklarına göre bazı kadınlar bir orta yol olarak bu konuyu bir perukla çözüyorlardı..peruğun başkasının saçı olması nedeniyle başörtüsü yerine peruk takarak bu yasağı deldiklerini düşünen bazı kadın memurlar, perukları hemen belli olduğu için yine de mimlenmekten kurtulamıyorlardı..
   Bu arada bizim öğretmenin en azından bu olayda karşı çıkanlar içinde olmamasından cesaret alan diğer iki ılımlı öğretmen ona bu yeni öğretmen hakkında bilgi vermeye başlamışlardı..bu yeni edebiyat öğretmeniyle biraz da merak saikiyle yakınlaşan bu arkadaşlar oldukça ilginç şeyler öğrenmişlerdi..
   Anlattıklarına göre bu arkadaş bundan beş yıl öncesine kadar tıpkı onlar gibi açık ve serbest fikirliymiş..sonra ne olduysa -ki bu konuyu onlar da henüz öğrenememişlerdi- kapanmaya karar vermiş ve edebiyat fakültesi son sınıfta kapanmış..başta kendi anne babası bile ona karşı çıkmış ama anlaşılan bu inatçı kız fikrinden vazgeçmemiş, başörtüsünü çıkarmamıştı..diğer taraftan yine bu öğretmenlerin anlattığına göre bu arkadaş bayağı bilgili ve entelektüel birisiydi..çok okuyormuş ve edebiyat konusunda da çok bilgili olmakla beraber sinema, tiyatro ve diğer güzel sanatlara da aşinaymış..kendisiyle aynı görüşlerde olan bir gençle de evlenmiş ve bir kaç sene geçince de öğretmenlik yapmak istemiş.. bakanlık da onu buraya tayin etmiş..tayini yapılırken başörtülü olması onun siyasiler tarafından kullanılmak istendiğini göstermekle beraber, onun bu amacın bilincinde olup olmadığı yani siyasiler tarafından kullanılan biri olup olmadığı hakkında sorulan yan sorulara açık cevaplar vermemesi karanlıkta kalan bazı şeylerin olduğunu da gösteriyordu..
   O da, bu kadar sıkıntılı işlere giren bu kadının cesaretine ve kararlılığına hayran olmakla birlikte bunu hangi amaçla yaptığını anlayamamıştı..gerçekten inanç özgürlüğü gereği mi yapıyordu bu davranışı, yoksa örtünmenin dini bir gereklilik olduğuna inanmamakla beraber eşinin ve içinde olduğu grubun isteği üzerine mi yapıyordu bu 'eylemi' ..
   Bir süre daha zaman geçtikten sonra iki ılımlı arkadaşın da bu başörtülü arkadaşın çekim alanına girdiğini düşündüren emareler ortaya çıkmaya başladı..mesai saatleri dışında da ara sıra beraber olan bu arkadaşlar bu hanımın bir tarikata girmiş olduğunu hatta onları da aralarına davet ettiğini söylediler..tabii bu bilgileri herkes bilmiyordu, ya da bilmemiş gibi duruyordu..bizim ılımlılar biraz da meraklarından olsa gerek ve biraz da kadınca bir hevesle, ayrıca bu işte bir çekicilik ve yenilik hissettiklerinden olsa gerek, bu tarikat hakkında epeyice bilgi sahibi olmuşlardı..
   Bir gün yine öğretmenler odasında, bu kez orada sadece bu konuya ılımlı ve merakla yaklaşan bir kaç öğretmen varken bu hanımın onlara verdiği bilgiyi bir sır verir gibi ona da ilettiler..bir kaç gün sonra tarikat büyükleri daha açıkçası tarikatin şeyhi, şehirlerine gelecek ve devlete ait olan küçük tiyatro binasında bir konferans verecekmiş..galiba bu kadın öğretmen onları ve bu arada ilgileniyorsa bizim matematikçiyi de bu konferansa davet ediyormuş..öğretmenler gideceklerini söylediler..ona da siz de gelin bakalım neymiş bu tarikat işi dediler..
   Bizim matematikçinin kafası yine karışmıştı..bu nasıl bir tarikatti böyle..onun kulaktan dolma bilgilerine göre tarikatlar gizli yapılardır..böyle herkese açık bir tarikat konferansı ne duymuş ne de görmüştü şimdiye kadar..üstelik devlete ait bir küçük tiyatro salonunda oynanacak bu tarikatçilik oyununu görmeyi o anda çok merak ettiğini hissetti..adını bile ilk defa duyduğu bu tarikat çok modern bir tarikat olmalıydı..zihinlerde canlandırılan tarikat toplantıları böyle değildi oysa ..ara sıra bazı gazetelerde izinsiz ve gizli olduğu özellikle vurgulanan tarikat toplantılarının polis tarafından basıldığı ve gizlice risalei nur okudukları için kendilerine nurcular denen bu kişilerin toplu olarak göz altına alındıkları haberleri çıkar, ama bu sansayonel haberlerin arkası gelmez, bu kişiler de genellikle aşağı tabakadan ve cahil kişiler oldukları için ve üstelik de verilecek bir ceza da bulunamadığından olsa gerek, savcılık veya mahkemece salıverilirlerdi..ama bilgilerden de anlaşıldığına göre bu tarikat onlardan biri değildi..hür ve kabul edilmiş bir tarikatti bu, öyle görülüyor..en azından devletimiz 'şimdilik' bunlara karışmıyor ve ortam da biraz uygun olduğundan göz yumuluyordu belki de..üstelik söylendiğine göre bu tarikat bayağı entellektüel bir tarikattı..kurucuları profesör, mühendis ve bunun gibi kişilerdi..
   Bu konularda tam bir cahil olan matematikçimiz de, daha çok merak sebebiyle bu davete  katılmaya  ve neler olup bittiğini gözleriyle görmeye karar verdi...

Yorumlar

  1. Daha önceki bölümleri kaçırmışım. Tekmili birden okudum hepsini, merakla devamını bekliyorum:)

    YanıtlaSil
  2. İlginiz için teşekkür ederim.. bir şeyler anlatmaya, bir hikaye oluşturmaya çalışıyorum, umarım amacına ulaşır..

    YanıtlaSil
  3. Ah, şimdi "masumiyet" başlığı şekillenmeye başladı aklımda. Nedense ben hep erkek öğretmenin masumiyetini düşünmüştüm, belki zamanla fikirleri değişecek kutuplaşacak diye beklemiştim. Kadın öğretmenin başörtüsünü takma nedeni ile masumiyet arasındaki bağı nedense hiç düşünmemiştim. Bana nedense insan sadece bir ideoloji için özgürlüğünü kısıtlasa bile bir kalıba girmezmiş gibi geliyor yani uzun vadede, sonunda özüne döner gibime geliyor ama inanç ile yapıldığında zamana karşı değişmez gibi geliyor... Ama bilmiyorum genel inanç ile dini inanç arasında da bazı anlam farklılıkları var mutlaka. Çok ilginç..

    YanıtlaSil
  4. Aklıma öylesine geldi başlık..herşeye başlarken bir çeşit masumiyetle başlanıyor galiba..sonra zamanla işler değişiyor..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

17- Göçmüş Kediler Bahçesi

16- Veda

Tesbih