Kayıtlar

Mart, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

53- Oğlum!

       Gencimiz; eski öğretmeni, şimdinin gönüllü münzevisi - ya da öyle görüneni- Ali Haydar hocanın anlattıklarını büyük bir ilgi, saygılı bir duruş ve sözlerin anlamlarını hazmetmeye çalışarak dinliyordu, adeta nefes almamacasına. Duyduklarından onu en çok şaşırtanın da olan bitenden hep başkalarını, bezirgan karakterli düzenbaz küçük kasaba politikacısı işbirlikçi kişileri, bozuk düzeni, örümcek kafalı gericileri, dincileri, hatta emperyalistleri hedef alıp kendisine ve silah arkadaşlarına toz kondurmayan o bildik müzmin muhalifler gibi sloganlarla konuşmaması, tersine, ortaya çıkan sonuçtan neredeyse ülkede yaşayan ve evvelce yaşayıp artık sahneyi terk etmiş ama yaptıklarının ceremesini hâlâ memlekete çektiren hemen hemen herkesi, hatta en çok da kendisini ve yoldaşlarını sorumlu tutarcasına konuşmasıydı. Acaba bu eski tüfek, artık başkalarıyla mücadeleden yorulmuş da nerede hata yaptık aşamasına mı gelmişti, yoksa olaylara epeyce dışarıdan bakacak ve böylelikle...

52- Hocam

       Aklınca idealist öğretmenini zayıf olduğunu düşündüğü maneviyat tarafından sıkı bir hamleyle açmaza alacağı çabasıyla attığı bu uzun tirat oldukça safiyane bir hamleydi galiba, biraz da; -Bak Hoca! ben de büyüdüm artık ve epeyce bir şeyler de öğrendim, bunlar öyle süfli konular da değil ha! sizin neslin -biraz da başka öncelikler nedeniyle olsa gerek- ihmal ettiğiniz, ama neticede bir acemi yontucu tarafından yapıldığı şıpın işi anlaşılan içi boş bir alçı heykele benzemekten pek öte gidemeyen yüce amacınızın semeresi, sonunda ortaya çıkan aletin, ustasının içine ruhundan üfleyerek ondan gönülleri fetheden bir ses çıkarmadıkça ancak köpek kovalamaya veya sürü gütmeye yarayabilecek  bir kargı sopasından başka bir şey olamadığının fark edildiği, yönteminizin yanlışlığı yüzünden ulaşacağınız sonucun hüsrandan başka bir şey getirmeyeceğini, o kadar uğraştıktan sonra ortaya Ney olarak çıkardığınız eserinizin ancak sönük, verimsiz ve onu yapanın dahi lezzet alam...

50- Münzevi

       Bu idealist öğretmen, şimdi emekli olmuş ama mütevazı bağ evinde bitkileriyle, ağaçlarıyla, kümes hayvanları ve elbette köpeği Sarp'la öğretmen öğrenci ilişkisini mükemmelen devam ettiren - acaba yar-i vefakarı Zehra hanıma da öğretmenlik yapabiliyor mu? -  Ali Haydar bey (aslında ağa, bey, emmi, hoca gibi eski zamanları ya da ast üst ilişkisini anımsatan hitap ve kelimelerden hiç haz etmezdi Ali Haydar öğretmen, ama adam olmamakta kusursuz bir inat ve sebatla direnen aziz halkımız, biraz da gıcıklık olsun diye ona abi, hoca, bey gibi lafları yarı bilinçli, yarı alışkanlıkla sarf etmeden de duramazlardı) gerçekten de münzevi bir kişi miydi? Acar muhabirimiz, her ne kadar öğretmeninin karşısında bir müstantik veya muharrir gibi durmayı beceremese de, verandaya doğru saygılı bir ifade ve uysal bir öğrenci gibi hocasının iki adım gerisinden sessizce ilerlemekte olduğu sırada bu soruyu kendi kendisine sordu, ve cevabı alabilmek için de usturuplu bir cümle ile...