Unutulmuş bir yerde-5

   Melek torunu ile annesinin odalarından çıktığını işittiler..hemen odanın kapısını açtı ve karşıladı onları..oooo meleğim uyanmış, nasılsın kuzum, iyi uyudun mu dedi..torun nazlı nazlı gözlerini ovuşturuyor sanki babasını arar gibi etrafa bakıyordu..sen nasılsın kızım dedi gelinine..o da alçak bir sesle iyiyim baba, siz nasılsınız dedi..kahvaltı hazır kuzum bak babaannen sana neler hazırlamış, mmmm ne kadar güzel kokuyor, hadi seni önce biraz bahçede gezdireyim sonra kahvaltıya geçelim dedi..bahçeyi duyan torun dedenin kucağına doğru uzandı..dede torunu sevecen bir hareketle öperek kucakladı ve beraber bahçeye doğru, gelin de kayınvalidesinin yanında odaya doğru gittiler..
   Önce dede torun bahçedeki tavukları horozu selamladılar, onlara biraz yem ve ekmek kırıntıları attılar, sonra uzaklardaki kıra biraz baktılar..daha sonra torun ahırdaki atı görmek istedi..ahıra doğru ilerlediler..at da sanki onları bekliyormuş gibi onlara dostça bakıyordu..torun ata binmek istedi, dede kucağından atın sırtına doğru uzattı nazlı torunu..bir yandan da dikkatle düşmesin diye destekliyordu..at sırtına binen bu küçük çocuğun farkında değilmiş gibiydi adeta..bir kaç adım attı, torun düşmekten korktu, hemen dedenin kucağına döndü..dede arabayla gezecek miyiz dedi..tabi meleğim sen kahvaltını bitir önce, sonra arabamızı alır şöyle bir tur atarız dedi dedesi..ahırdan çıkıp eve doğru yöneldiler..torun arabaya dikkatle bakıyordu..acaba o da görüyor mu babamı diye düşündü bir an..
   Uzaktaki camiden bir sela sesi yükseldi..burada adetti, bir hemşehrileri ölünde önce camide sela denen peygamberimize selam ve ailesine saygı ifade eden bu ezana benzer ama farklı arapça dua okunur, bittikten sonra da hoca kimin vefat ettiğini ve cenazenin hangi camide namaz sonrası kılınacak cenaze namazından sonra defnedileceğini bildirirdi..biraz daha bahçede oyalanarak selanın bitişini beklediler..vefat eden kişi eski bir tanıdığıydı ve o gün cuma olduğu için cuma namazından sonra namazı kılınacaktı..şanslı kişiymiş, cuma namazına yetişti cenazesi dedi içinden..cuma namazı sonrası cenazesi kaldırılacak olması kişi için cennete gitmesinin adeta bir habercisi gibi kabul edilirdi..cenazenin cuma günü kaldırılması ailenin bile acısının bir nebze azalmasına neden olurdu..herkes başsağlığında bunu ifade eder merhumun cennetlik olduğunun bir belirtisi olduğunu söylerler, cenaze sahipleri de tevekkülle başlarını sallayarak memnuniyetlerini belirtirlerdi..
   Haberler peş peşe gelmeye başlamıştı işte..saksağan haklı çıkmıştı yine..uzaktan postacının gelmekte olduğunu gördüler..torun da postacıyı farketmiş ve baba! demişti..galiba oğlundan mektup getiriyordu postacı..biraz sonra torunun ellerinde İstanbuldaki oğullarından gelmiş mektupla sevinçle içeri girerken torun anneee! babamdan mektup diye bağırmaya başlamıştı çoktan..
   Kahvaltıyı bile unutarak aceleyle mektubu açtılar..mektubun içinden pembe küçük bir zarf daha  çıktı..herkes onun gelin hanıma yazıldığını anladı, gelin hanım hemen mektubu alıp cebine koydu..kızının israrla istemesine rağmen vermedi..hep beraber mektubu okumaya başladılar..mektup babaya hitaben başlıyordu..önce kısaca selam ve nasılsınız deniyor sonra hemen kendinden bahsetmeye geçiyordu..sağlığının iyi olduğunu, bir fabrikada iş bulduğunu, hemşerileriyle beraber bir gecekonduda kirada kaldıklarını ama fabrikaya yakın bir arazide herkesin gecekondu yaptığını, yakın köyün muhtarı ile konuştuklarını, onların da birer küçük arsa çevirerek boş zamanlarında bir gecekondu yapmaya başladıklarını, arada zabıta gelip yasak filan dese de biraz rüşvet alınca kolay gelsin diyerek uzaklaştığını, zaten herkesin böyle yaptığını, inşallah evi bitirip borçları ödeyince ailesini de İstanbula getireceğini yazıyordu..birden içinde bir burukluk hissetti..demek oğlu da bırakıp gidecekti onları..karısına baktı sonra, sanki o haberden daha memnunmuş gibi geldi..ne desin garibim dedi..tutamadık çocuğu buralarda..ne iş var ne umut..buralarda doğandan çok ölen var artık..bu gidişle buralar bomboş kalacak dedi sonra..üzülsün mü sevinsin mi bilemiyordu..oğlanın ailesine sahip çıkması, ev yapması, artık işleri ciddiye aldığının, olgunlaştığının belirtisiydi..burası iyiydi işte..sonra torununa kaydı gözleri, şimdi artık o da onları bırakacaktı demek..işte hayat böyle dedi sonra..biz ana babamızı bırakmadık mı..sıra onlarda..Allah yollarını açık etsin, iyilerle karşılaştırsın, bizim elimizden ne gelir duadan başka diye tamamladı düşüncelerini..
   Kahvaltıya otururken babasını ve arkasından saksağanı düşünüyordu şimdi..bunları karısına söylese ne derdi acaba..söylememeye karar verdi..bakalım bu gün nasıl devam edecek, daha neler getirecek dedi...

Yorumlar

  1. Benim hikayede giden oğul ile baba geldi aklıma :) bakalım hikaye nasıl devam edecek, neler getirecek?

    YanıtlaSil
  2. Gelenden çok gidenler etkiliyor demek..

    YanıtlaSil
  3. Ne garip şu hayat... Herkes kendinde olmayanın peşinde! Şehirdeki kaçıp köye sığınmak istiyor, köydeki kasabadaki kaçıp şehrin içine karışmak... Hangisi daha mutlu bilinmez. Sahneler birer birer canlanıyor gözümde bir film gibi :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

17- Göçmüş Kediler Bahçesi

16- Veda

19- Öfke