Teneffüs

   Bir süredir devam etmekte olduğum yazıları ve yayınladıklarımı bir gözden geçireyim dedim bugün, ve şaşırarak gördüm ki, pek de yazacak bir şeyler bulamam, böylelikle de bu heves de yarım kalır diye başladığım bu bloggerlik hayatım kendimden beklemediğim kadar verimli olmuş..daha doğrusu bana öyle geldi..bu vesileyle bir de oluşturduğum okuma listesine bakıp da çok daha verimli ve çok takipçisi olan yazarları görünce, kendimi onlarla kıyaslamayacağım ama benim gibi bir amatör blogger için mütevazi ama yine bana göre oldukça büyük bir adım atmışım..tabii bu adımın koskoca blogger dünyasında çok küçük bir adım olduğunu da ekleyeyim de Neil Armstrong'a bir gönderme de yapmış olayım bu vesileyle..
   Bir kısa muhasebe gibi olacak ama yazdıklarım kendi yaşadıklarım ve yakından görüp takip ettiğim kimselerin yaşadıklarından ilhamla yazılmış, daha doğru bir ifadeyle karalanmış şeyler..aynı anda iki hikayeyi birden götürmeye çalışmanın hem iyi hem de kötü yanları olduğunu gördüm bu arada..hem bir şeye odaklanmamış oluyorsun bu sayede, hem de bir diziyi düşünürken onun içinde kaybolacak gibi hissettiğin anda ötekine atlayıp konuların biraz dışına çıkmaya yani bir teneffüs molası vermeye benzer şekilde bir soluklanma olanağına kavuşuyorsun..böylece o anda aklına gelmeyen bir olay da kendisine bir yer buluyor yazılanların arasında..
   Bu arada yine farkettim ki neleri yazacağıma daha öncesinden bir karar vermiyorum..kaldığım bir yerden devam edeyim diye yazının başına oturuyorum, yazmaya başlayınca kelimeler ardı ardına sıralanıveriyor..herkes de böyle mi yazıyor bilmem ama gerçek yazarların böyle olmadığını sanıyorum..yoksa çala kalem yazılmış şeyleri kimse okumaz, kısa süre sonra da bir kaç ilgilenen kişi de sıkılıp bırakırdı istikbalin büyük yazarını..onlar birer kuyumcu titizliğiyle, yazdıklarını belki de yüz kere okuyup yüz kere değiştiriyorlardır mutlaka..ama benim bir iddiam olmadığı için nasıl hoşuma gidiyorsa öylece yazıveriyorum ve kısa bir imla ve anlam düşüklüğü gördüğüm yerleri düzelterek yayınla butonuna basıveriyorum..ondan sonra ohh işte bir yazı daha çiziktirdim deyip çıkıveriyorum bana ayrılan sayfadan..beni okuma zahmetine giren ve girecek olanlardan şimdiden af diliyorum bu yüzden..ben bir yazar değilim ve olmak gibi bir iddiam da yok..
   Peki niye yazıyorsun o zaman diyeceksiniz haklı olarak..siz de haklısınız ama ben yetmiş yaşımı idrak ettiğim bu 2020 senesine kadar hayatımda beni düşündüren ve etkileyen kişi ve olayları bir şekilde yaşadım, ama ben ölünce bu anılar boşa gidip silinecek, genellikle hatırat okuduğum şu günlerde insanların başlarından geçenleri bir şekilde tarihe belge olsun diye bıraktıklarını gördüğüm için ben de bu yolla anılarımı ve düşüncelerimi yazarak bir iz bırakayım istedim, hiç olmazsa böylece bu bulanık nehire küçük kayıklar halinde yazdıklarımı atayım da nehri biraz da ben bulandırmış olurken hiç olmazsa bunda benim de payım oldu diyeyim istedim bu işe başlarken..
   Herkesin başından geçen olaylar ve bunlar hakkındaki izlenimleri şüphesiz kendisini ilgilendirir, ama ben bu olaylar arkasında işleyen ve kayda geçen tarihte bu olayların insanları nasıl etkilediğini ve neler yaşadıklarının da bilinmesini istedim..her insanın hayatı küçük ve iddiasız bir romandır şüphesiz..ben de başımdan ve çevremdekilerin başından geçenleri ufak hikayeler veya yazılar olarak özetlemeye ve aktarmaya çalıştım şimdiye kadar yazdıklarımla..
   Şüphesiz ülkede ve dünyada geçen olaylar herkesi bir şekilde etkiledi ve bu süreç devam edip gidecek..beni iyi etkileyen veya mutlu eden bazı olaylar başkalarını hiç de mutlu etmemiştir kuşkusuz..veya benim yorumladığım şekil başkalarının ayrı görüşte olmasını gerektirmez..ben haklı veya doğru yanda olduğumu da iddia etmedim hiç bir zaman..ben sadece kendi hissettiklerimi ifade etmeye çalıştım elimden geldiğince..kimseden de benim yazdıklarımı tasdik etmelerini veya desteklemelerini bekleme hakkı görmüyorum kendimde..
   Dediğim gibi, anlattığım şeyler hayatımda karşılaştığım kişi ve olayların bende bıraktığı izlerdir..başka da bir misyonu ve beklentisi yoktur..kimseden alkış veya destek beklentisi de yoktur..siyasi veya bir kampı destekleme amacı ise hiç yoktur..ırmak kenarında geçmişi düşünen ve anılarıyla baş başa kalmış yaşlanan bir adamın türküsü ve mırıltılarıdır en fazla..
   Bu tarzda yazılara devam etmek arzusundayım bu mecrada..araya belki başka konular ve yapabilirsem başka tarzlar da girer kim bilir..artık zamana zemine ve becerebilmeme kalmış..
   Biraz soluklanıp değerlendirme yaptığım bu teneffüs de böylece bitti..zil çalıyor galiba..kolay gelsin zoraki öğrenci..

Yorumlar

  1. :) iyi ki yazıyorsun baba... bu açıklamaya benim için gerek yoktu ama ben de hep sende şunu merak etmişimdir, nasıl oluyor da aynı anda birden çok kitabı okuyabiliyorsun ve şimdi de aynı anda birden çok konuda ve hikayeler yazabiliyorsun.. ben hiç beceremiyorum. büyük yetenek bence bu :) sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, cesaretlendiriyorsun sağol..dün bir baktım yazıların sayısı 40 olmuş..o zaman bir teneffüs yapayım dedim..kısaca bir de düşündüklerimi yazdım..aslında aynı anda değişik yazıları okumak ve yazmak daha yaralı geliyor bana..birinden biraz yorulur veya sıkılırsam ötekine atlayıveriyorum..böylece hem dinlenmiş hem de geri döndüğümde ekleyecek bir şeyler bulmuş oluyorum..şu anda başucumdaki kitap sayısı üç oldu..kaldığım yerden devam edebildiğimi farkettim..ama tabi ayraç da yardımcı oluyor :) benim gibi amatörler için bu yöntem daha iyi ve sıkıcı da olmuyor..zaten yazdıklarım da bir şekilde başımdan geçenlerle tanıdığım kişilerin yaşadıklarından esinlenme olduğu için daha kolay geldi bu yöntem..ama tamamen kurgu olan bir şeyler yazmaya kalksam bu yöntem faydadan çok zararlı olabilir..bakalım onları deneyebilirsem göreceğim..sevgiler...

      Sil
  2. Bir türlü kitap okuyamadığım şu günlerde aynı anda birden fazla kitap okuyup birden fazla öyküyü aynı anda yazmanızı azıcık kıskanır gibi oldum :) İyi ki yazıyorsunuz. Ben de sizin yazılarınızı okurken durup soluklanıyorum, dinleniyorum. Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim zamanım çok tek fark bu.. :) beğeniniz için teşekkürler..

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

17- Göçmüş Kediler Bahçesi

16- Veda

19- Öfke