Unutulmuş bir yerde-10

   Şimdi ikisi de ne diyeceklerini bilemez halde birbirlerine bakışıyorlardı..hasta arkadaşı bu defa iyice ağlamaya başlamıştı..o sırada arkasından eşinin sesi duyuldu..Ağlama, ağlama diyordu karısı..sanki alışmış ve biraz da sıkılmış bir tavırla..sonra da arkadaşına dönerek; birisi geldi mi hep böyle yapıyor dedi..hele sizi görünce, eski arkadaşısınız ya, biraz daha duygulandı diye açıkladı bu sıkıntılı durumu..sonra da arkasından hemen sordu, kahvenizi nasıl istersiniz..hemen sonrasında da yataktaki adama dönerek sen de ister misin canım kahve dedi..bak arkadaşınla beraber içersiniz..
   Bu duygulu sahnenin böyle kısa kesilivermesini hiç beklemiyordu..bir yandan da memnun olmuştu bu zor durumdan çıktığına..sonra eşi yine konuştu; iki yıldır böyle işte dedi..felç geçirdikten sonra neredeyse evden hiç çıkmadı..doktorlar da artık bundan sonra yapacak bir şey yok dediler..hastanız artık bakımlık hasta olmuş iyi bakacaksınız, ilaçlarını düzgün vereceksiniz, yemesine içmesine dikkat edeceksiniz..işte böyle..bu kadar kolay söylemesi..sen bir de bize sor..bir kızımız var biliyorsun..o da İstanbulda şimdi..evli..iki de torunumuz var ellerinizden öper..herkes kendi derdinde..sağ gözün sol göze hayrı yok..insan yükü de ağır oluyor..Allah kimseyi böyle muhtaç duruma düşürmesin..kaldık işte iki başımıza..elimden geldiğince bakıyorum işte..çok şükür para yönünden muhtaç değiliz..ama her şey parayla olmuyor ki..ben de yaşlandım artık..koca adamı tutup kaldıramıyorum kolayca..yemeği var, temizliği var, afedersiniz yıkanması, altının temizliği var..işte yapabildiğim kadarıyla yetişmeye çalışıyorum..sağolsunlar komşular ara sıra gelip hatırımızı soruyorlar yardım ediyorlar ufak tefek işlerde bana..ama herkes gidince yine kalıyoruz bir başımıza..geceler bitmek bilmiyor sanki..eski hatıralar iyisiyle kötüsüyle canlanıyor o zamanlar..bazen bir birimize kızıyoruz..o pek konuşamadığı için ben başlıyorum şunu yaptıydın şunu dediydin diye..o dinliyor, ara sıra başını sallıyor, ara sıra itiraz ediyor bazen de özür diler gibi sesler çıkarıyor..lafın burasında kendilerini dinleyen kocasına döndü; değil mi canım diye gülerek kocasına sordu sanki cevap verecekmiş gibi..o da onları sessizce dinliyordu..başını salladı tasdik edercesine..sonra da aniden ayağa kalktı kadın ve, ayy unuttum kahvelerinizi, diyerek mutfağa doğru gitti..
   Yine arkadaşıyla göz göze geldiler..bu defa utanarak bakıyordu yatakta kendisini sessizce izleyen arkadaşına..sanki kendisinin sağlıklı olduğuna utanıyordu şimdi.. o böyle yatağa bağlanmış ve konuşamıyor durumda iken kendisinin böyle sağlıklı ve güçlü göründüğüne..ne yaparsın der gibi baktı ikisi de bir birine..ikisi de hafifçe boyunlarını bükmüşlerdi..sonra cuma dan sonra toprağa verdikleri arkadaşını hatırladı..bu adamcağız da artık oldukça yakın bir zamanda aynı sona doğru gidiyordu ağır ağır..bu haberden bahsetmemeye karar verdi yine de..şair demiş ya her mihnet kabulüm yeter ki gün eksilmesin penceremden diye..acaba bu arkadaşı da şair gibi mi düşünüyordu şimdi..o esnada arkadaşı bir şey söylecekmiş gibi dudağını kıpırdatmaya başladı..ama sesi o kadar az çıkıyordu ki, ona doğru eğilip kulak verdi bu zayıf sese..' ö..ö...öl..öl..mek....is.is...isti..yo..rum...' dedi zar zor..
   O an hatırladı ikisinin başından geçen çok eski bir hatırayı..ikisi beraber bir bayram günü büyük şehirden gelen güzel ve alımlı kızı nasıl hayran hayran seyretmişlerdi..o ne güzel elbiselerdi kızın üzerindeki..sonra arkadaşı kıza bir sır verircesine 'biz de öbür dünyada zengin olacağız' demişti de kız hiç bir şey anlamamış..dudak büküp uzaklaşmıştı onlardan..nereden aklına geldiyse yıllar öncesine ait bu hatıra birden gelivermişti işte zihnine.şimdi bunu söylese mi söylemese mi onu düşünüyordu..arkadaşına biraz da moral vermek için olsa gerek şöyle bir kaç cümle döküldü ağzından..
   İşte hepimizin başına gelen bir şeyler oluyor..o eski hocamızın da dediği gibi bu dünyada çektiklerimiz bize öbür dünyada mükafat ve bu dünyadaki günahlarımızın silinmesi olarak değerlenecek.. tabii senin hiç günahına şahit değilim dedi bu arada, bu çektiklerimiz bir nevi peşin ödeme gibi işte, ve öbür dünyaya tertemiz ve cenneti hak etmiş olarak gitmemize sebep olacak..peygamber efendimizin kesin hadisiymiş bu dedi..sen sıkıntı ve çektiğin hastalıklarla cenneti çoktan hak ettin inşallah dedi sonra..arkadaşı şimdi ona başka bir türlü bakıyordu..ama bu bakışların ne demek istediğini tam anlayamadı..şimdi arkadaşı bir an önce bu dünyanın eziyetlerinden kurtulup cennete gitmek ister gibiydi sanki..
   Bu sıkıntılı havayı arkadaşının eşinin elinde kahve tepsisi ile içeri girmesi biraz bozdu..kadıncağız eşine de kahve yapmıştı..ama adam kendi başına içemiyordu ki..bu da adamın yine gözlerinin yaşarmasına sebep oldu..adamın kahveyi içmesine yardım etmek istedi..karısı araya girdi o zaman..siz kahvenizi rahat için ben yardım ederim ona deyip, alışmış hareketlerle fincanı eline aldı ve bir çay kaşığına biraz kahve alarak adamın dudaklarına uzattı..adamcağız bir görevi yapar gibi kahveyi içmeye çalıştı o zaman..
   Sessizliği yine kadın bozdu..eee siz nasılsınız, Hatice hanım nasıl dedi..konunun değişmesinden herkes memnun olmuştu sanki..kısaca olan bitenleri özetledi kahveyi yudumlarken..ve yanlarındaki gelin ve küçük torundan bahsetti..torun konusu açılınca herkesin içini bir ferahlama ve sevinç dalgası kapladı sanki..şimdi torunlardan bahsederken herkes kendi torunlarını düşünüyor ve onların ilerde görmesini bekledikleri güzel günleri düşünerek tatlı bir hayal alemine dalıyorlardı..sanki bu hasta odası bile birden canlanmıştı ve neşelenmişti bir anda..konuşmalar daha kıvrak ve neşeli ilerliyordu şimdi..arkadaşının bakışları bile daha yumuşak ve güleç olmuştu artık..bu konu etrafında oldukça güzel birkaç dakika daha geçirdiler hep beraber..
   Artık kahve de bitmiş ve ayrılma zamanı gelmişti..arkadaşına nasıl veda edeceğini bilemedi yine..imdada yine eşi yetişti..çok sağolun ne iyi ettiniz gelmekle dedi kadın bir misafiri uğurlar gibi..yine bekleriz..arkadaşının gelişine çok sevindin değil mi canım dedi kocasına sevecen bir şekilde bakarken..o da hafifçe başını sallayarak tasdik etti yine..o zaman arkadaşına o da bir kaç veda cümlesi etti..arkadaşının durgun ve mahzun bakışı çok etkiledi yine onu..arkadaşının alnını hafifçe öperek odadan çıktı..karısı şimdi onu uğurlamaya geliyordu arkasından..elinde de biraz para vardı hizmet karşılığı olarak..kadının bütün ısrarına rağmen almadı parayı ve kusura bakmayın dünya telaşı işte, herkes kendi derdinde, sık sık gelip ziyaret etmemiz yardımcı olmamız lazım ama inşallah bundan sonra ziyaret etmek ve arkadaşımla sohbet etmek ve sizin de ufak tefek işlerinizde yardımcınız olmak isterim dedi..kadıncağız da hem çok teşekkür etti hem de eşiyle beraber de beklediklerini, kendisinin gördüğü gibi bir yere kıpırdayacak hali olmadığını filan söyleyerek yolcu etti..
   Arabasıyla eve dönerken yine karışık duygulara gömüldü..arkadaşıyla çocukluk anılarına gitti zihninde..sonra ne çabuk bu zamanlara geldiklerine şaşırdı..hayatın acımasızlığına, zamanın hızına bir kere daha şaşırdı eve gelirken..
   Atı arabadan ayırıp koşumlarını çıkardı.. arabayı sabah aldığı yere tekrar bıraktı ve atla birlikte her ikisi de  alışkın hareketlerle ahıra doğru ilerlediler..atı ahırdaki yerine bıraktı, yiyeceğini suyunu yerine koydu..yerleri süpürüp temizledikten sonra sessiz dostuna bir veda dokunuşu ile hoşça kal dedi..o da koca gözleri ve burundan sert bir nefes verişle adeta ona iyi akşamlar dedi..ahırdan çıktığında saat neredeyse ikindi vaktinin geçmiş olduğunu gösteriyordu..bu sonbahar gününde akşam karanlığı çabuk gelirdi..yine de eve girmek istemedi canı..
   Karısını dışarıya çağırdı ve biraz dolaşacağını ve ne zaman döneceğinin belli olmadığını, o yüzden akşam yemeğe gelemezse beklememelerini söyledi..karısı halinden ve görünüşünden biraz şüphelendi ne oldu bir şey mi var dedi..oda yok bir şey merak etme..biraz kafam karışık..dolaşıp açılmak istiyorum..beni merak etme dedi tekrar..
   Yeniden çarşıya doğru yürümeye başladığında artık bir çok insan evine dönüş ve akşama hazırlık halindeydi..
   Ama o, şu anda ne yapacağını ve ne yapmak istediğini bilmez bir halde yürüyordu sadece...
   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

17- Göçmüş Kediler Bahçesi

16- Veda

19- Öfke