İşte böyle-8




             Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde...

             Ne çok severdik bu tekerlemeyi,sonrasını beklerken heyecan içinde..

             Hikayeler geçerdi en çok ya Arabistan'da, ya Hindistan'da, ya da Çin'de..

             Dinlenirdi merak ve heyecanla yüz yıllar boyu bin bir gece içinde..

             Evvel zamanlar gerçekten güzel miymiş, yoksa şimdikiler mi kuraklık içinde..

             Ne radyo ne televizyon ne de iletişim varmış o masalsı hayatın içinde..

             İnsanlar konuşurmuş, söyleşirmiş, anlaşırmış türlü yoklukların içinde..

             Ne güzel benzetmeler, taklitler, canlandırmalar yapılırmış cümlelerin içinde..

             İnsanlar söz ve nükte ustalarını arar, bulur, dinlerlermiş kahkahalar içinde..

             O ustalar uzaklaşmazlarmış insanlardan, hep yaşarlarmış toplumlarının  içinde..

             Belki de o yüzden çok sevilirlermiş o sıkıntılı ve yoksulluk günlerinin içinde..

             Bazı söz ustaları hünerlerini gösterseler de zengin evleri ve sarayların içinde,

             Daha çoğu da icra ederlermiş sanatlarını kahvehaneler, hatta yoksul evlerinin içinde..

             Meddahlık denirmiş daha çok bu söz ve nükte ustalarının sanatı için de..

             Kimisi de hünerlerini gösterirmiş çocukların seyrettiği hayal perdesinin içinde..

             Belki de o yüzden Hayali denirmiş o ustaların adına bunun için de..

             Ne insan tipleri sırayla gelir geçermiş önümüzden bu perdenin içinde..

             Hepsi bir başka karakteri canlandırırken seyredilirmiş gülüşmeler içinde..

             Ama bunların en meşhurları Karagöz'le Hacivat'mış tüm zamanların içinde..

             Hele eğlencelerin baş köşesine kurulurmuş bunlar Ramazan gecelerinin içinde..

             Çocukluk günlerimde sahurda radyoda dinlediğim Karagözleri hatırladım hasret içinde..

             Oruç tutmasak da sırf onun için kalkar Hayali Küçük Ali'yi dinlerdik neşe içinde..

             Nereye gitti bilmiyorum o saf ve gamsız günlerimiz geçen zaman içinde..

             Belki de hala yaşıyorlardır şimdi gökyüzündeki uzak yıldızların içinde..

             Yazmaya çalışıyorum bütün bunları galiba hatırlamak ve yeniden yaşamak için de..

             Unutuyorum günü ve sıkıntıları, dolaşırken o zamanları anlatan kitapların içinde..

             Bazen de felsefeye dalıyorum Mevlana yı okurken, İçindeki içinde..

             Sevdiğim bir şey baş ucumda kitaplar, okumak onları peş peşe, gece yatağımın içinde..

             En çok bu şekil okumayı ve hayal etmeyi seviyorum. gecenin sakin sessizliği içinde

             Sonra da yazmak düşünceleri, duyguları, anıları.. belki de ileride okunması için de..

             Devam ederiz belki bunlara, siz şimdi bardaklarınıza birer demli çay doldurup için de..
                   
                     

Yorumlar

  1. :)) vallahi içtim çay hem de toplasan bir koca kova içinde...
    fakat malesef hepsi daldırma, poşet içinde..
    bir de dede efendi dinliyorum hiç benden umar mısın! insan değişiyor zaman içinde..
    sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Geçmiş zamanları okumak ve düşünmek insanı ve günümüzü daha iyi anlamamıza yardım ediyor.. en azından bazı konularda fazla değişen bir şey olmadığını görüp rahatlamış oluyoruz :) .. Çay ve kaliteli müzik de her zaman favorim .. Sevgiler..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

17- Göçmüş Kediler Bahçesi

16- Veda

19- Öfke