Ahşap Konak-13
O; geceleri gök yüzünde bin bir türlü yıldızın pırıl pırıl parladığı, baktığın her yerde de aynı şekilde ateş böceklerinin gök yüzüne nazire yaparcasına yerde bir ışık cümbüşü yarattığı, temmuz ve ağustos ayı günlerindeki bağ hayatına dönelim biz yine.. elbette yeni doğmuş bebek ve annesi o yıl bağa yatıya kalmak için gitmemişlerdi.. bebek, hem anne tarafının hem de baba tarafının ilk torunu olduğu için neredeyse görmemişin bir çocuğu olmuş pozisyonundaydı.. özellikle babanın gelinlik çağdaki iki kız kardeşi, onlardan sonra da annenin 3 tane bekar erkek kardeşi yeğenlerini görmek, biraz olsun kucaklarına almak ve sevebilmek için can atıyorlardı adeta.. hatta iki aile arasında ufak tefek kıskançlık sürtüşmelerine de sebep oluyordu bu durum bazen.. ama bebek nasıl olsa ahşap konağa doğmuştu, ayrıca o zamanlar zaten pederşahi hayat biçimi herkes tarafından benimsenen bir aile hayatıydı.. bu sebeplerle her iki aile de konumlarının bilincinde ve durumlarına razı ol...