Güneş
Güneş akşama hazırlanıyor gibi
Birazdan saklanacak dağın arkasına
Gölgeler uzamaya başladı
Oysa apaydınlık her yer henüz
Oturuyorum yaşlı zeytin ağacının altında
Uzakta sessizce uzanmış deniz, arkamda Mimas
Yazın yarısı bitmiş, sonbaharın ayak sesleri
Mevsim de akşamına hazırlanıyor gibi
Düşünüyor geçmişte kalan sıcak günleri
Canlı cansız herkes derin bir tefekküre dalmış
Sanki susup kalmış, bir sese kulak kabartmış
Kuşlar zeytin ağaçlarının üst dallarına konmuş bekliyorlar
Aralarında bir martı bile var, böylesi pek görülmemiş
Ortalık sus pus olmuş
Biri konuşacak galiba
Herkes onu bekliyor sanki
Bu garip ikindi vakti
Zaman donmuş kalmış
Ağustos böcekleri bile susmuş
Karıncalar sessizce yürüyorlar
Galiba önemli bir sır verilecekmiş
Neden sonra hafif bir rüzgar esiverdi
Sessizlik de birden bitiverdi,
Her şey kaldığı yerden devam etti
Anlaşılan zaman içinden bir zaman geçti
Söylenecek şey ne ise o da söylendi bitti
Benden başka herkes anladı söyleneni
Bir anda nasıl oluverdi
Ne söylendi kim söyledi
Benden başka herkes bildi
Anladım söyleyen güneşmiş
O da dağın arkasına saklanıverdi
Gitme Güneş gitme, bırakma bizi
Daha soracağım çok şey vardı sana
Biliyorum senin de işin çok
Ama bende o kafa yok
Biraz daha dur ne olur
Daha soracaklarım çok
Anlıyorum sen de görevlisin
Biliyorum Batıya gideceksin
Sana muhtaç olan orda da çoktur
Bizden ümidini kesme ama ne olur
Hem Batıdakilerin sana ihtiyacı kalmadı ki
Projektörleri, Lazerleri, hatta Atom Bombaları var
Ben hiç birini istemiyorum, ne olur yalnız sen kal
İlla gideceksen de hemen dön emi
Çabucak sabah olsun, doğuşunu seyredelim
Sevinç ve heyecanla, bir bebeğin doğuşu gibi
Bırakma bizi ne olur gecenin karanlığına
Sana o kadar çok ihtiyacımız var ki
Sıcaklığına, dostluğuna, aydınlığına
Umut verişine, şefkatine. cömertliğine
Korkularımızdan, hastalıklarımızdan kurtarışına,
Velhasıl her şeyine muhtacız, ne olur çok bekletme bizi
Konu mimas ise, çok bekletmez :)
YanıtlaSil